HAC 63 |
أَلَمْ
تَرَ أَنَّ
اللَّهَ
أَنزَلَ
مِنَ السَّمَاءِ
مَاءً
فَتُصْبِحُ
الْأَرْضُ مُخْضَرَّةً
إِنَّ
اللَّهَ
لَطِيفٌ
خَبِيرٌ |
63. Görmedin mi Allah
gökten bir su indirir de yeryüzü yemyeşil oluverir? Muhakkak Allah
lutfedicidir, haberdardır.
"Görmedin mi Allah
gökten bir su indirir de yeryüzü yemyeşil oluverir." Bu, kudretinin
kemaline delildir. Yani buna kadir olan elbette ölümden sonra tekrar hayat
verip yeniden yaratmaya da kadirdir. Yüce Allah'ın şu buyruğu da buna
benzemektedir: "Biz üzerine suyu indirdiğimizde sarsılır, kabarır ...
"(el-Hac, 5) Benzeri buyruklar pek çoktur.
"Oluverir"
anlamındaki; (...) buyruğu cevab değildir. O bakımdan mansub gelmemiştir.
el-Halil ve Sibeveyh'e göre bu bir haberdir. el-Halil dedi ki:
Dikkat et, Allah semadan
bir su indirdi de bunlar bunlar oluyor, demektir. Nitekim şair şöyle
demektedir: "Sen kupkuru yere sorup da o konuşmadı mı? Bugün sana kupkuru
bitkisiz arazi (herhangi bir şeye dair) haber verir mi ki?"
Burada ifade sen ona
sordun, o da konuştu anlamındadır. Buyruğun tahkik anlamında istifham (soru)
olduğu da söylenmiştir. Yani sen bunu görmüşsündür, nasıl bir hale geldiğini
iyice düşün. Atıf da olabilir; çünkü anlamı: Görmez misin ki Allah ...
indirmektedir, şeklindedir. el-Ferra da "görmedin mi?" ifadesinin
haber olduğunu söylemiştir. Nitekim konuşma esnasında; şunu bil ki muhakkak
Allah gökten bir su indirir, demeye benzer.
"Yeryüzü yemyeşil
oluverir." Yeşillenir. Nitekim bir arazi hakkında onda bakliyat vardır,
yırtıcı hayvanlar vardır demek için de aynı kökten gelen kelimeler bu ve zinde
kullanılır. Burada ifade yerin suyun inişinin akabinde çabucak bitkiyi
bitirdiğini ve adeten bu halini sürdürüp, gittiğini anlatmaktadır.
İbn Atiyye der ki:
İkrime'den şöyle dediği rivayet edilmektedir: Bu ancak Mekke ve Tihame'de olur.
Bunun anlamı da şudur: O Yüce Allah'ın: "Yemyeşil oluverir" anlamındaki
buyruğunun (kelime kökünden hareketle) yağmurun yağdığı gecenin sabahının
kastedildiğini kabul etmiştir. Onun kanaatine göre yerin yağmur yağdığı gecenin
sabahında yeşermesi sair beldelerde söz konusu olmayıp, daha sonra gerçekleşir.
Ben Sus el-Aksa'da bunu müşahede ettim. Kuraklıkla geçen bir süreden sonra
geceleyin yağmur yağdı ve ertesi sabah o rüzgarların savurduğu kumlu yerin ince
ve zayıf bir bitki ile yeşermiş olduğunu gördüm.
"Muhakkak Allah
lutfedicidir, haberdardır." İbn Abbas dedi ki O: yağmurun gecikmesi
esnasında kulun içine düştüğü ümitsizlikten haberdar olan (Habir) dır.
Kullarının rızıklarını lutfeden (Latif)dir. Bir diğer açıklamaya göre;
yeryüzünden bitkiyi çıkartmak suretiyle Latif, onların ihtiyaç ve
fakirliklerinden haberdar olandır.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN